Cumhuriyet Döneminde Türk Seker Sanayisinin Kurulmasi
Produktbeschreibung
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyetini, cagdas uygarlik seviyesine ulastirmak icin her sahada oldugu gibi iktisadi alanda da cok yönlü bir kalkinma süreci beklemekteydi. M. Kemal. Atatürkün dile getirdigi ...Endüstrilesmek, en büyük milli davalarimiz arasinda yer almaktadir. Calismasi ve yasamasi icin ekonomik elemanlari memleketimizde mevcut olan büyük, kücük her cesit sanayiyi kuracagiz ve isletecegiz. En basta vatan savunmasi olmak üzere, ürünlerimizi degerlendirmek ve en kisa yoldan, en ileri ve refah icinde Türkiye idealine ulasabilmek icin, bu bir zorunluluktur. ifadelerinden de hareketle, maddi kaynaklarin tümünü bagimsizlik mücadelesine adayan Türk halkini yeniden ayaga kaldirmak ve yeni kurulan ülkenin disariya olan ekonomik bagimliligini önemli ölcüde azaltmak icin kisa bir süre icerisinde bir takim girisimlerde bulunuldu. Bu maksatla, 1923te toplanan Izmir Iktisat Kongresinde kabul edilen Hammaddesi yurt icinde yetisen veya yetistirilebilen sanayi dallari kurulmalidir. Ve Memleketimizde pancar yetistirilerek, seker fabrikalari tesis ve ziraatta münavebe usulünün tevsii ve bu suretle hayvanatimizin ve hububatimizin islah ve cogaltilmasi kararlari ile 1925te kabul edilen 601 sayili, Seker fabrikalarina bahsolunan imtiyazat ve muafiyat hakkinda kanun dogrultusunda, tamaminin yurtdisindan temin edilmesi nedeniyle ülke bütcesinden önemli bir kaynagin ayrildigi temel tüketim mallarindan biri olan sekeri üretmek icin, bu sahada sanayilesmeye öncelik verildi. Bu calisma ile Türkiye Cumhuriyetinin ilk kapsamli sanayilesme atilimi olan seker sanayisinin tesisi dogrultusunda ekenomik, kültürel katkilar degerlendirilmeye calisilmistir. Kirk Asirlik Türk Yurdu Düsman Elinde Esir Kalamaz Mustafa Kemal Atatürk, 1923 yilinda Hatay-Iskenderun Havalisine verdigi bu sözü hicbir zaman aklindan cikarmamis ve Milli Mücadelenin yöntemini Hatayda da uygulamistir. Gazi Mustafa Kemal, Anadolunun en eski yerlesim yerlerinden olan, Medeniyetler Besigi Hatayda Kuva-yi Milliyeyi bizzat örgütlemis, Heyet-i Temsiliyeyi olusturmus ve bagimsizliga giden sürecte önemli calismalarda bulunmustur. Bu mücadele öncesinde 1918de baslayan Fransiz isgali, Iskenderun Sancaginin Ankara Antlasmasi ile kurulmasina kadar gecen sürede Fransizlarin böl-yönet politikasi, Manda yönetimi tarafindan sancagin Beyruta, Sama ve Halcpe baglanmasi idari, toprak ve nüfus politikalarinin yörede yasayan Türkler aleyhine degistirilmesi icin izlenen yöntem ve bunun sonucunda günümüz Islam cografyasinda halen oynanmaya devam edilen tehlikeli oyunlari anlama acisindan 7 yillik bir emegin ürünü olan bu eser okuyucuya zengin, derinlikli ve doyurucu bilgi sunmaktadir. Calismada yer alan belgeler, anilar, brosürler ve dönemin basinindan alintilanan dokümanlar, Basbakanlik Cumhuriyet ve Cumhurbaskanligi Arsivinin yani sira Fransiz Manda dönemine taniklik edenlerin anlatimiyla desteklenmektedir. Yazar, tarihi arayan bir tarihci olarak, Hatay bagimsizlik mücadelesinin siyasi arka planini ele almakla birlikte simdiye kadar ihmal edilmis olan sosyo-kültürel boyutunu okuyucuya adeta bir belgesel akiciliginda sunmaktadir. Fransiz kültür emperyalizminin izlerini sürmekle kalmayip, ülkenin bütününde gerceklesen inkilaplarin bölgede heyecanla uygulanmasi ve Türkiye ile olusturulan kültürel koridorun saglanmasi sürecini ve bununla birlikte Hatay davasinin hakliliginin hukuki boyutunu da gözler önüne sermektedir. Iltihak sonrasi Ikinci Dünya Savasinin derin izlerini Hatayda görmek mümkündür. Bu eserde, Hatay meselesi ele alinirken 1946, 1950, 1954 ve 1957 genel secimlerine katilan adaylarin profilleri ve CHP-DP rekabeti analiz edilerek, Hatay tarihi bir bütün halinde -diger calismalardan farkli olarak- 1960 li yillardaki Ismet Inönü ve Celal Bayar dönemlerine kadar derin bir inceleme altina alinmistir. Sancaktan Vilayete geciste Hatayin gecirdigi siyasal, sosyal ve kültürel dönüsüm anlatilmis, Hatay tarihini arastiranlar icin önemli bir eksikligi kapatmaya yardimci olacak, kaynak ve yöntem bakimindan essiz bir eser ortaya cikarilmistir. Bugüne kadar cokca merak edilen ve Atatürkün davasi olan Hatay meselesi cok yönlü olarak incelenmistir. Arastirmacilara ve konuya merakli olanlara isik tutmasi dilegiyle...