Selanik
Produktbeschreibung
Osmanlida Selanik 1869-1924 kitabi, ele aldigi dönem bakimindan, her anlamda Osmanli ile yeni Cumhuriyetin kesisimini gözler önüne sermekte. Feodal bir imparatorluktan yeni bir cumhuriyete dönüsümün bircok temel unsuru sasirtici bir sekilde hep Selanik sehri ile iliskilidir. Dahasi 21. yüzyil Türkiyesinde bile bu aktarimin izleri görülebilmektedir. Sultan II.Abdülhamidden Ittihatcilara, Osmanlinin mülki amirlerinden Cumhuriyetin müstakbel kurucularina, mektepli askerlerden alayli askerlere, Masonlardan Avdetilere, zengin kent ileri gelenlerinden Levantenlere; itaatkar Yahudi köylülerinden cahil Müslüman ahaliye, Sirp, Karadagli ve Makedon ayrilikcilardan Bulgar komitacilara herkes ama herkes bir digerinin söyleminde haindir. Ve is bu ya Selanik, yani iktisadi ve kentsel kalkinma anlaminda Osmanlidaki en parlak basari öyküsü, iste tüm bu hainlerin yurdudur. Osmanlida Selanik 1869-1924 kitabi, teklik arayisinin hem Osmanliyi hem de Balkanlari nasil darmaduman ettigini de bir kez daha ortaya koymaktadir. Tekten bahsetmek yersizdir, cünkü degeri el birligiyle yaratan da sonrasinda beraberce yok eden de Selanikin tüm hainleridir. Günümüzde Selanik denilince, Türkiyeli insanlarin aklina sadece Mustafa Kemalin dogdugu sehir geliyor. Kenti görmeye gidenler sadece Mustafa Kemalin evini görüp dönüyorlar ama bu sehirde yasanmis olan büyük bir tarihten ve kültürden habersizler. Tipik bir Yunan sehri sanilan Selanik, Osmanlinin Rumelide fethettigi ilk yerlerdendir. 19. yüzyil sonlarinda, Türkler, Avdetiler, Yahudiler, Rumlar, Bulgarlar ve Sirplarin yarattigi cok dinli ve kültürlü bir egitim yarisi sonucu Osmanlinin en egitimli sehri olmustur. Bütün bunlari üretim ve ihracata dayali ekonomik kalkinma tetiklemistir. Yurt disinda 17 yil boyunca önemli bir basari saglayamayan Ittihat ve Terakkiye de can veren Selanik sehridir. Mesrutiyetin ilanindan 31 Mart Isyanina, Abdülhamid devrinin kapanisindan Osmanli döneminin son bulusuna yön veren Selanik sehri mübadele sonrasi sanki bir sis perdesinin ardina saklanmis gibidir. Zenginlikler, yasanmisliklar, hayatlar ve hatiralar suyun öteki yaninda, bugünün Türkiyesinin kimi hallerini daha da iyi kavrayabilmemiz icin bize bu kitabin sayfalarindan göz kirpiyor.