Sudan Seyahatnamesi

Produktbeschreibung

Muhammed Mihr Sudan Seyahatnamesi Afrikada genelde pek huzur olmadigi, güvenligin ciddi sikinti teskil ettigi söylenir. 20. yüzyilin basinda Misir Hidiv ailesinden bir prens yanina aldigi bir heyetle devasa yüzölcümü bulunan bugünkü Sudan Cumhuriyetinin cok farkli bölgelerini gezer, baslarina en ufak bir zarar gelmez. Haliyle her yönden bereketli olan bu cografyanin o dönemde huzur ve güven icerisinde oldugu, Sudan Seyahatnamesi adli bu eserin yazari Muhammed Mihrnin ifadeleriyle de sabitti. Bu ve benzeri heyetlerin verdigi bilgilerin ardindan atesli silahlarla donatilmis askeri birlikleriyle gelen Avrupalilar, sirf sahsi cikarlari icin ciddi bir engelle karsilasmadan buralari isgal ediverdiler. Günümüzde Afrikanin her bir tarafina binlerce insanimiz gidip gelmektedir. Kita yerlilerine tüm dünya toplumlari ile her gecen gün daha fazla isbirligi imkanlari saglamaktadirlar. Iclerinde acaba bulasici bir hastaliga kapilir miyim endisesine kapilanlar bulunmaktadir. Muhammed Mihr de Sudanda yabancilara fazlaca isabet eden sitma, dizanteri, günes sicaginin verdigi zararlar, ciger ve mide agrisi, yilan ve benzeri zehirli hayvanlarin sokmasi gibi özel durumlardan bahseder. Ama kendileri üc ay süren bu zorlu seyahatte herhangi bir bulasici, hatta öldürücü hastaliga yakalanmamislardi. Sudan gectigimiz asrin basinda bugün oldugu gibi bir altin ülkesi idi. Tarih Func hanedanliginin merkezi Sinnar sehrinin kuzeyinde Ben Sankul daglarinda bizzat bu sehrin adiyla bilinen Sinnar altini cokca cikarilmaktaydi. Yine bölgedeki farkli yerlesim yerlerinde de az veya cok altin ve diger madenlere rastlanmaktaydi. O dönemde Osmanlilar adina madenler konusunda mütehassis kisiler bu cografyaya gönderilebilseydi nice farkli maden tespit edilip cikarilabilir, böylece hem bölgenin hem de Osmanli Misirinin gelirleri inanilmaz derecede artabilirdi. O gün cikarilmayan madenler bugün kita disindan gelen cok uluslu sirketler tarafindan isletilmekte olup Güney Sudan ve Kuzey Sudana bagli Darfurdaki ic savaslarinin en önemli sebepleri olarak gösterilmektedir.