Tarihsel Ugrak Noktalariyla Felsefeden Bilime...
Produktbeschreibung
Bilim görüldügü üzere bütün tarihsel süreclerin sonunda insani olmak sonucuyla bas basa kalmisti. Bahsettigimiz bilim, doga ve Tanri parantezinden tasarak dogrudan insan veya onlarin örgütlü bir ifadesi olan toplum fenomenine dayanmis ve sürec olarak ister Tanrinin yarattigi insan diyelim, isterse de dogaya ickin insan diyelim, bu iki kavramin da belirleyenine dönüserek, Modernite eksenindeki felsefelerin temeline oturmustur. Aslinda sonsuzluk veya sinirsizlik atfedilen Tanri ve Evren kavramlarinin bir bakima, her daim kesfe acik bir gizemi kendi icinde mevcuttu. Ancak son tahlilde insan merkezli olarak insa edilen felsefe bicimi ve onun yarattigi bilim, kesif yapsa dahi bu bir gizemin desifresinden daha cok öngörülenin hesaplanmasi veya gerceklesmesi halini almaya baslamistir. Aslinda bu manada tarihin sonu iddiasinda bulunan Fukuyama, bunu Hegel diyalektigine karsi cikis olarak hedeflemis olsa da, icindeki haklilik paydasi, insanin gizem yüklenen her seyi kesfetmis olmasi veya kesfedilmemis olani dahi, öngörüsel olarak hesaplayabilmesi olarak düsünülebilir. Tarih, kestirimsel oldugu zaman acaba ilerlemeci midir Medeniyet ilerleyen bir tarih bilinci ile mümkünse, ilerlemeyen tarih sonucunda medeniyetin durumu nedir Asil soru budur. Bugün ilerleme ve gelisme idesinin yarattigi bilim, metodik olarak ilerlemek yerine sabitlenmisse ilerleyen nedir